Türkiye ile Yunanistan arasında Ege Adaları gerilimi bir kez daha tırmandı.
Mayıs ayından bu yana artan gerilimde son gelişme, Türkiye'nin Efes-2022 tatbikatı sırasında konuşma yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Yunanistan'a hitaben "Kendine gel. Türkiye adaların silahlandırılması konusunda uluslararası anlaşmaların kendine tanıdığı hakları kullanmaktan geri durmayacaktır" demesi oldu.
Bu ifadeler Yunanistan'da tepki çekti. Yunanistan Dışişleri Bakanlığı Twitter hesabından Türkiye'nin Ege'deki iddialarına dair 16 harita yayımlayarak "Ankara'nın bölgesel barış ve güvenliğe tehdit oluşturduğunu" öne sürdü.
Bu paylaşımdan birkaç saat sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Twitter hesabından Yunanca, İngilizce ve Türkçe olarak "Türkiye kimsenin hakkını, hukukunu çiğnemez ama kendi hakkını, hukukunu da kimseye çiğnetmez" paylaşımında bulundu.
Türkiye'nin adalara asker çıkarmak gibi bir niyeti yok'
BBC Türkçe'nin konuştuğu konuya yakın Türk yetkili kaynaklar, "Türkiye saldırgan bir politika izlemeyecek. Biz diplomasi yürütelim diyoruz. Türkiye'nin adalara asker çıkarmak gibi bir niyeti yok, öyle bir tehdit yok çünkü" diyor.
Türkiye, Ege Denizi'ndeki adalarla ilgili yapılan Londra (1913), Lozan (1923) ve Paris (1947) Antlaşmaları'na dayanarak adaların "geçmişte ve gelecekte gayri askeri statüde kalması" gerektiğini ve adaların İtalya'dan Yunanistan'a devredildiği 1947 Paris Antlaşması'na Türkiye taraf olmasa da "üst düzey silahsızlandırma antlaşması" olduğunu hatırlatıyor.
Yunanistan'ın adaları silahlandırdığı gerekçesiyle de "egemenlik haklarının tartışmaya açıldığını" savunan Türkiye, uluslararası antlaşmalara uyulması için Birleşmiş Milletler'e (BM) de iki mektup gönderdi.
Bu mektuplarda da, hem Cumhurbaşkanı Erdoğan hem de Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun açıklamalarında olduğu gibi "antlaşmalara uyulması için gerekli adımların atılması" çağrısı yapıldı.
Ancak Erdoğan, son açıklamalarında çağrı yapmaktan öteye geçiyor ve "gerekli adımların atılacağını" söylüyor. Bu da Yunanistan hükümetine yakın kaynaklar tarafından "Türkiye'nin herhangi bir Yunan adasına çıkma olasılığının pandoranın kutusunun açılması anlamına geleceği ve bunun bir çılgınlık olacağı" şeklinde değerlendiriliyor.