Russia Beyond'da yayılanan makalede İkinci Dünya Savaşı'nın sona ermesinden sonra, Sovyetler Birliği'nin Türkiye'ye diplomatik saldırısı, Ankara'nın NATO'ya katılımından başka bir şey getirmediği ayrıntılarıyla dile getirilmiş.
Haberin kaynağına gitmek için https://www.rbth.com/history/334285-stalins-blunder-made-turkey-nato
Haziran 1945'te Sovyetler Birliği gücünün zirvesindeydi: Nazi Almanyası yenilmişti, tüm Doğu Avrupa sıkıca Moskova'nın etki alanı içindeydi ve o sırada dünyanın en güçlüsü olan Kızıl Ordu hazırlanıyordu. Japonya'ya karşı savaşa girmek ve belirleyici bir darbe indirmek.
Bu koşullar altında, Sovyet liderliği, bir dizi önemli askeri, siyasi ve toprak anlaşmazlığı bulunan Türkiye'ye diplomatik baskı uygulama zamanının geldiğine inanıyordu. Sovyetlerin yeni keşfedilen otoritesi ve muazzam etkisi ile Batılı müttefiklerin Japonlara karşı savaşta Sovyet yardımına umutsuzca ihtiyaç duyması gerçeği, Stalin'i Ankara ile uğraşmanın bir bebekten şeker almak gibi olacağına ikna etti. Sonraki olaylar aksini kanıtladı.
Moskova'nın baskısı, Türk toplumunda Sovyet karşıtı duyguların keskin bir şekilde yükselmesine neden oldu.
Ankara üzerindeki diplomatik baskısı, Sovyetler Birliği'ne hiçbir fayda sağlamadı. Aksine Türkiye'nin ABD ve İngiltere ile yakınlaşmasını hızlandırdı. 1952 gibi erken bir tarihte Kuzey Atlantik İttifakına katıldı.
1953'te Stalin'in ölümünün ardından, “iyi komşuluk ilişkilerinin korunması ve barış ve güvenliğin güçlendirilmesi adına” Moskova nihayet Türkiye üzerindeki iddialarını geri çekti. Yıllar sonra, bu olayların ana oyuncularından biri olan Molotov, bunu “zamansız, uygulanamaz bir girişim” olarak nitelendirdi.