Mart 2021, Türkiye ile Avrupa Birliği arasında yapılan mülteci anlaşmasının beşinci yıldönümünü kutladı. Anlaşma, Ankara'nın parasal yardım karşılığında Avrupa'ya kitlesel mülteci ve göçmen göçünü durdurmayı kabul ettiğini gördü. Ancak bu tartışmalı anlaşmanın geleceği şimdi sorgulanmaktadır. AB başkanları Charles Michel ve Ursula von der Leyen önümüzdeki hafta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmek üzere Türkiye'ye gidecek.
Haberin kaynağına gitmek için tıklayınız.
Türk sahil güvenlik güçleri düzenli olarak mülteci ve göçmenlerle dolu tekneleri durdurarak Türkiye'den Ege Denizi üzerinden AB üyesi Yunanistan'a kısa ama çoğu zaman tehlikeli bir yolculuk yapıyor.
Avrupa Birliği ile yapılan bir anlaşma uyarınca Türkiye, Suriyeli mültecilere ev sahipliği yapmak için milyarlarca avro karşılığında Avrupa'nın bekçisi haline geldi. Türk hükümeti rakamlarına göre, Türkiye'den Yunanistan'a girmek isteyenlerin sayısı 2015'te 856.000'den 2020'de sadece 10.000'e düştü.
Türkiye'nin AB üyelik hedefinin dondurulmasıyla, mülteci anlaşması Ankara'nın Avrupa bloğuyla kalan son bağlarından biri.
İstanbul merkezli Ekonomi ve Dış Politika Çalışmaları Merkezi'nden Sinan Ülgen, "Mülteci anlaşması AB / Türkiye ilişkilerinin önemli bir bileşeni haline geldi, çünkü birçok önemli kanal işlevsiz hale geldi," dedi.
"Türkiye / AB ilişkisinin genel çerçevesine baktığımızda, bu, katılım yolu tarafından destekleniyordu, ancak bu son birkaç yılda durdu. Mülteci anlaşması, Türkiye'de gerçek ve olumlu ivme gördüğümüz tek alan. / AB ilişkileri ve bu yüzden bugün bu ilişkinin kritik bir bileşeni olmaya devam ediyor "diye ekledi Ülgen.
Mülteciler güç mücadelesine yakalandı
Ancak ortada yakalanan mültecilerle anlaşma baskı altında. Sosyal medya platformları, göçmenlerle dolu dayanıksız tekneleri Türk sularına geri iten Yunan sahil güvenlik görevlilerinin videolarıyla çalkalanıyor.
Hak gruplarının desteklediği Ankara, Atina'yı mültecileri Türkiye'ye zorla geri göndermeye yönelik kasıtlı ve yasadışı bir politika izlemekle suçluyor, Yunanistan bu suçlamayı reddediyor.
Geçtiğimiz yıl Türkiye, AB'yi anlaşmadan vazgeçmekle suçladıktan sonra Yunanistan sınırını geçici olarak göçmenlere açtı. Bu, göçmenler ve Yunan güvenlik güçleri arasında haftalarca süren çatışmalarla sonuçlandı.
Ankara şimdi mülteci anlaşmasının revize edilmesini istiyor. Türk Dış Politika Enstitüsü Direktörü Hüseyin Bağcı, "Türkiye başından beri anlaşmadan memnun değil çünkü Avrupa Birliği vaatlerini yerine getirmedi," dedi.
Bağcı, "Avrupa Birliği nakit transferi konusunda Türk hükümetine güvenmiyor." Dedi. "Doğal olarak projelerin gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğini kontrol etmek istiyorlar. Dolayısıyla bu açıdan bakıldığında zor olacak."
Mülteci eğitimi ve sağlığını kim finanse ediyor?
Türk okulları milyonlarca Suriyeli çocuğa kapılarını açtı. Ankara, Suriyelilere eğitim ve sağlık hizmetleri sağlamak gibi masrafları karşılamak için AB fonları üzerinde daha fazla kontrol için baskı yapıyor.
Türkiye, yaklaşık dört milyon Suriyeli mülteciye ev sahipliği yapmak için 20 milyar avronun üzerinde bir fiyat etiketi koyuyor. Ankara, Türk vatandaşlarına vizesiz seyahat vaadinin AB tarafından yerine getirilmediğini de söyledi. Ancak Ankara, mülteci anlaşmasının önemli diplomatik koruma sağladığının farkında.
Türkiye'nin Duvar Haber Portalı köşe yazarı Sezin Öney, "Türkiye'nin sahip olduğu en büyük kaldıraç bu" dedi.
"Örneğin, insan hakları meseleleri ya da ekonomik meseleler, Türkiye'nin yaptırım şeklinde karşılaşabileceği bu tür baskılar, mülteci meselesi yüzünden bir şekilde rehin alınıyor. O halde Avrupa ülkeleri baskıdan ya da herhangi bir baskıdan yoksundur. Ankara üzerinden de olabilirler ”diye ekledi Öney.
Türkiye'nin muhalefete yönelik artan baskısı, eleştirmenlerin AB'yi, kötüleşen insan hakları sicilinden dolayı Ankara'ya karşı sert bir tavır almamakla suçladığını gördü.
Mülteciler artık bir iç siyasi sorun
Ancak Türkiye'de Suriyeli mültecilere artan halk kızgınlığını gösteren son kamuoyu yoklamaları ile Türk hükümeti mülteci anlaşması için ağır bir siyasi bedel ödeyebilir.
"Göçmenler ve mültecilerle ilgili çok tartışma var. Buradaki mesele, Türkiye bu sorunla ne kadar süre tek başına başa çıkabilir?" Bağcı dedi. "Bir sonraki seçimde siyasi partiler kesinlikle Suriyeli göçmenleri veya genel olarak göçmenleri, genel olarak mültecileri büyük bir iç siyasi mesele olarak kullanacaklar."
Türkiye'deki eve dönme veya Avrupa'ya geçme ihtimali çok az olan yaklaşık dört milyon Suriyeli mülteci, bölgenin karmaşık siyasi hesaplarında piyon olarak kalmaya devam edecek gibi görünüyor.